3 Nisan 2009 Cuma

İddaa da Kazanç mı var Kayıp mı ???

Son bir kaç senenin en fazla oynanan şans oyunlarından biri haline geldi şu iddaa..Artık her iddaa bayisinin önü ana baba günü olabiliyor,herkes elinde kuponlarla geziyor..Gazetelerden olsun Tv lerden olsun artık herkes her ligden bilgiye sahip olabiliyor..

Peki bu oyunu oynamak insana ne kazandırır ne kaybettirir,bunu düşünür mü insanoğlu bu şans oyununu oynarken ??

Ortaya konan bir para var ve bu paranın karşılığı ya para kazanıyorsun yada elindekini de kaybediyorsun..yani bir el emeği göz nuru da yok kazansan da kaybetsen de o parada..yani bir nevi kumar oynuyosun..Üstelik kumarın da haram olduğunu bile bile..

Dini İslam olan bir ülkenin evlatlarıyız..Hepimiz müslümanız elhamdülillah..

Benim aklım bu iddaa olayında müslümanlığı almıyor..Özellikle Tv lerde iddaa bültenleri verilirken..Her kanalda verilen iddaa bültenleri,yok şu takımın şu kadar eksiği var,bu evinde iyi şu deplasmanda kötü,bunlar cezalı bunlar sakat..şu kazanır şuna oynayın,bu kazanır buna oynayın..çok gol olur az gol olur.. falan filan..daha çok ince noktası da var..

ama anlamıyorum..Nasıl olur da müslüman bir ülkenin tv kanalında bu programı sunan sunucu ve yorumcular insanı haram para kazanması için teşvik eder , yardımcı olur..

Denebilir ki insanların aklı yok mu .. Akıl var elbet ama kullanmasını bilene .. Velakin insanın aklını kullanması söylense bile ben anlamıyorum tv lerden iddaa ile ilgili tüyo diye tabir edilen şeylerin verilmesini..

Bizim insanımız kısa yoldan köşeyi dönmenin çarelerini arıyor..Ya zaten para yok belki iddaa oynarım da tutarsa elime bişiler geçer düşüncesinde herkes.. Ama hiç mi aklına bu işin günah olduğu,haram olduğu düşüncesi gelmez..

Haydan gelen huya gider diye bişi hiç mi duymadılar..Aldıkları paranın kendilerine hayır getirmeyeceği akıllara düşmez mi..Ayrıca kazansa da kaybetse de manevi dünyasında kendisinden neler götüreceğini hiç mi düşünmez ..

Demek ki düşünmüyomuş !!!

Neredesin Ey Sevgili

Blog sayfasına pek uğrayamadığımdan,uğradığım zamanlarda da takip ettiğim blog arkadaşlarımın yazılarını okumaktan hem mimlendiğim konularla ilgili hem de başka konularla ilgili yazılar yazamıyorum son günlerde..umarım bunu telafi etmeye çalışırım =))

Şu anda yazacağım blog konusuyla ilgili beni mimleyen değerli blog arkadaşım Kerim’e mimi için teşekkürü bir borç bilip artık en kısa yoldan konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışmak istiyorum =)))

Mim konumuz sevebileceğimiz insanda aradığımız özellikler ..

Hayatım boyunca iki kez çok sevdim,ikisinin de ortak bir özelliği vardı : sarışın olmaları..sanırım sarışınlara karşı özel bir sempatim var.. Ama dış görünüşe pek önem veren bir insan değilim , yüzü güzel olsun elbet ama yüzünden ziyade kalbi güzel olsun.. Zaten güzel olmayan kız yoktur , o güzelliğin arkasında güzellik varsa dış güzelliği anlam kazanır =))

Dış görünüşü bir kenara koyarsak..Aklıma geldikçe sıralayayım ..

Bi kere çok konuşan biri olmasın,çok konuşan kızları sevmem..Çünkü çok konuşan biri aynı zamanda boş konuşuyor demektir..Nerede ne şekil konuşması gerektiğini de bilecek..
Ne benim ne de bir başkasının arkasından konuşmayacak..Ne söyleyecekse açık açık söyleyecek insanın yüzüne..Birinin arkasından konuşan insanlar korkak insanlardır,korkak olmayacak ..
Siyaset sevebilir ama benimle siyasi konu diyaloguna girmeyecek,hiç sevmem..
Sporu sevmeli aşırı olmasa da..Nasıl sinemaya cafeye falan gidebiliyorsak stadyuma maç izlemeye de gidebilmeli beraberce..Tuttuğu takım önemli değil ama şayet Trabzonsporlu olursa benle Trabzonspor u kurtarma muhabbetine girmemeli..Ben zaten Trabzonspor u kurtarıyorum kendi kafamda ehehehe =)))
Pek fazla alışveriş düşkünü olmamalı..Fazla alışveriş keseye olmasa da bana zarar..Öle her gördüğü mağazaya bakmak istemeyecek ..
Devamlı aramayacak yada mesaj çekmeyecek..Ayrıca benden de beklemeyecek..Fazla görüşme can sıkar..
Müzik düşkünü olmayacak..Şarkı söleyebilir,enstrüman çalabilir,beraber de çalıp söleyebiliriz ama müzik konusu beni bayar çocukluğumdan beri..istediği sanatçıyı dinleyebilir,müzik zevkimiz uyuşmasa da olur..yeter ki devamlı müzik konuşmasın..
Çok bilmişlik havasına girmemeli..Böyle kızlardan oldum olası haz etmem..Hele benimle hiç aşık atmaya kalkışmayan biri olmalı..Laf sokan bir tip olsun,lafın altında kalmayan..Ama bana karşı değil,diğer bireylere karşı..Bana karşı böyle bir girişimde bulunursa kendi kaybeder..Benle laf atışmak kolay değildir .. ( bu konuda övünmek de ayrı bişi yaww :D:D )
Makyaj düşkünü biri olmayacak,yettiği kadar..Fazla makyaj cildi bozar,beni de bozar..
Ne tuttuğum takıma ne dinlediğim müzik ve şarkıcıya ne de bana ait bir başka şeye laf sokan,sataşan biri olmamalı..hiç haz etmem bu konuda..
İnsanlara tepeden bakmayacak,kimseyi hor ve hakir görmeyecek..Ne kendisini ne de bir başkasını öven bir kişilik olmayacak..
Özel gün meraklısı olmayacak..Yok sevgililer günü yok tanışma günü falan..hiç haz etmediğim şeylerdir..Doğum günü olabilir ki ben doğum günlerini hiçbir zaman unutmam sevdiklerimin..ve lakin hiçbir günün imasını da yapmamalı..

Daha başka ekliceğim özellik varsa da benim aklıma gelmiyor..Zaten bu kadarı da yeter..

Fazla blog arkadaşım da yok ki mimliyim,olanlar da mimlenmiş..Neyse artık başka sefere inşallah =)))

2 Nisan 2009 Perşembe

Siyaseti Sevmiyorum !!!

Şu siyaseti bir türlü sevemedim gitti nedense..Çocukluğumdan beri hep sporla iç içe olduğumdan dersler dışında tek uğraş alanım spor oldu..

Ne zaman ki tv yönetimi elime geçti,ne zaman kanallarda herhangi bir parti lideri görsem kanalı değiştiririm..Bana uymuyo onları dinlemek..Tarzım değil..

Siyasetle ilgili pek fazla bişiy bildiğim de söylenemez..Herkes gibi bir görüşüm var elbet ama o da geniş çaplı araştırma yapma sonucu değil,gördüğüm kadarıyla..Herkesle spor konusunda atışırım ama kimseyle siyaset konusunda atışmam .. =))

Ama bakıyorum ülkemizin siyasi bakışına kendi açımdan,anlam veremiyorum..

Birincisi..Futbol takımı tutar gibi bir partinin taraftarı olmayı anlayamadım şimdiye kadar..Seçme hakkın olduğu zaman,ülkeyi yönetebileceğini düşündüğün kişiye gider oyunu verirsin..Oy verdiğin kişi eğer bu ülkeyi yönetme hakkını elde etmişse,bir sonraki seçime kadar bakarsın ülkeyi nası yönetiyor,verdiği vaatleri tutmuş mu,hem sana hem ülkeye ne gibi yararı ne gibi zararı olmuş takip edersin..Sonraki seçim zamanı geldiğinde de buna göre oyunu bir kez daha ya ona verirsin ya da ülkeyi yönetebileceğini düşündüğün bir başka partinin liderine..

Ama bizim insanımıza bakıyorum da .. Koyu x partili,koyu y partili..spor takımı tutmuyoruz ki ölene kadar onunla beraber gidelim..Oyunu veriyo,oy verdiği ülkeyi yönetiyomuş yönetmiyomuş,yönetiyosa iyi yönetmiş kötü yönetmiş umurunda olmuyo..kayıtsız şartsız ver bi daha ver bi daha..

İkincisi..Genel seçim ile yerel seçimi niye birbirleriyle kıyaslarlar anlamış değilim..Genel seçimde Türkiye yi yönetecek bir lider seçiyoruz,yerel seçimde ise 81 ili ayrı ayrı yönetecek,her ilde bir lider..

ülkeyi yönetme hakkını elde eden x partisinin liderine genel seçimde oy vermiş olabilirsin,ama yaşadığın ilde oyunu x partisine verme gibi bir zorunluluğu niye kendisinde hissediyor ki kişi..İlini yöneten kişi y partisindense ve sen y partisine ait bu yöneticinin iline yaptığı katkıdan memnunsan gidersin oyunu y partisinin üyesine verirsin..Ama hem memnun olup hem de " ya memnunum ama x partisinin taraftarıyım,genel seçimde ona oy vermiştim.." gibi düşünceler ne kadar doğru..

Üçüncüsü..madem ki bu ülkede seçme ve seçilme hakkı var..Her birey istediği kişiyi seçme hakkına sahip..

Neden ülkeyi yönetme hakkını elde etmiş bir parti ve parti lideri seçim sonrası eleştirilir hakarete varılıncaya dek..O parti ve parti lideri gökten zembille inmedi ya oraya,birileri seçti ve yönetme hakkını elde etti..Buna saygı duymak gerekirken neden her seçim sonrası ki seçim sonrasına gerek kalmıyo her gün aynı terane dinliyoruz..

yok efendim o adam şöle de böle de ona oy verenler bilmem ne de falan filan..

Bu ülke insanının en kutsal haklarından biri değil mi seçme ve seçilme hakkı..
Hem seçene hem de seçilene niye o zaman bu hakarete varan söylemler..
Madem ki böyle bir hak tanınmış,herkes istediğine oyunu verir..Bunun irdelenmesi ve yanlış bulunması son derce yanlış..

Bütün bunları anlamıyorum ve anlam bulmak için de çalışmıyorum..

Ben yine kendi çöplüğüme,sporun içine dönüyorum..

sporun içinde araştırma yapmak her şeyden güzel =)))